Bismillahirrahmanirrahim
Besmeleyi unutan, Allah’ı unutur.
Bir dost sohbetinde neden Osmanlı padişahlarının hiç birinin isminin Ali olmadığını konuşmamızla başladı hikaye. Bu, Osmanlı’nın mezhepçi tutumuna bir delil olur muydu? Fakat aslında padişahların değil şehzadelerin isimlerine bakmamız gerekiyordu. Biz de baktık. Osmanlılar, her birinin padişah olma ihtimali olan şehzadelerine ne isim koymuşlardı?
Öncelikle istatistikten bahsedelim. Değerlendirmeye Osman Bey’in oğullarından başladık. 36 padişahın oğullarını dikkate aldık. Padişahlardan I.Mustafa, II.Süleyman, I.Mahmud, III.Osman, III.Selim ve IV.Mustafa’nın erkek evladı olmamıştır. Bahsedeceğimiz toplam Osmanlı şehzadesi sayısı 220’dir. 14 şehzadeye iki isim verildiğinden değerlendirmeye tabi isim sayısı 234 oldu.
Tabi bu isimleri incelerken “sultan, fatih, gazi, yavuz, kanuni, çelebi, şehzade” gibi isim değil de lakap olan, fakat bizim o kişiden bahsederken muhakkak kullandığımız eklemeleri de dikkate almadık.
En çok kullanılan isim 24 kere ile Mehmed. Mehmed ismi Muhammed isminin Türkçesi olarak bilinir. Arapça yazılışı Muhammed ile aynıdır. Doğal olarak ebced hesabı da aynı sonucu verir. Yani Mehmed isminin koyulmasının sebebi Efendimiz’dir. Ancak farklı bir şekilde Mehmed olarak kullanılmasının sebebi de Muhammed ismine olan saygıdır. Birisi hitap ederken, ya da söz söylerken ve hatta düşmanlar küfür ederken bizzat Muhammed ismi kullanmasın diyedir. Zira Muhammed denilince bir müslümanın aklına ilk gelen Efendimiz’dir. Mehmed ve Muhammed isimlerinin anlamı “çokça övülmüş” demektir.
Diğer en çok kullanılan isimler 15 kere ile Ahmed, 14 kere Selim, 13 kere Süleyman, 11 kere Mustafa ve Murad, 9 kere ile Osman olmuş.
Ahmed yine Efendimiz’in isimlerinden biridir. İncil’de kendisinden Ahmed şeklinde bahsedilir. Kelime anlamı da “hamd eden” demektir.
Selim ise kötücül olmayan, akil, doğru dürüst demek. Osmanlı’da bu kadar kullanılmasının sebebi ise aslında Yavuz Sultan Selim’dir. Zira Osmanlı’daki ilk Selim ismini 8. padişah olan II.Bayezid oğluna vermiştir. O ilk Selim de Yavuz Sultan Selim gibi bir padişah olunca ondan sonrakilerin bazılarına da dedelerine çeksinler diye bu isim verilmiş. Fakat istenilen pek olmamış.
Süleyman ismi de hem Süleyman peygamberden dolayı, hem de devletin atası sayılan Süleyman Şah’tan dolayı çok kullanılmış. Fakat Kanuni Sultan Süleyman’ın hanedandaki üçüncü Süeyman olduğunu belirtirsek, ondan sonra gelenlere bu ismin konulmasında Kanuni’nin de bir sebep haline geldiğini anlayabiliriz. Kelime kökeni İbranice'den gelir ve anlamı “barış yapan” demektir.
Mustafa ismi yine Efendimiz’in isimlerindendir ve kelime manası “temizlenmiş” demektir. Murad da istek, arzu, istenilen şey demek. Bu ismin bolluğunun en önemli sebebi I.Murad’ın bir muzaffer ve şehid padişah olmasıdır muhakkak.
Osman isminin manası kuş yavrusu, ejderha yavrusu gibi yorumlanıyor. Fakat Osmanlı’nın bu ismi çokça vermesinin sebebi devletin kurucusu Osman Gazi’dir.
220 şehzadenin yaklaşık 50’sinin ismi Peygamber Efendimiz düşünülerek verilmiş. Bu konuda şaşırtıcı bir durum yok. Fakat şaşırtıcı olan husus 4 büyük halifenin isimleri hakkında.
İlk halife Hz.Ebubekir’in ismi hiçbir şehzadeye verilmemiş. 234 isim arasında Ebubekir yok. İlk düşünce bu isme de aynı Muhammed ismi gibi o saygının gösterilmiş olabileceği. Bunun haricinde şunu da belirtelim “bekir” Arapça deve yavrusu demektir. Hz. Ebubekir’in asıl adı Abdulkabe idi. Fakat İslamiyetten sonra Efendimiz onun ismini Abdullah olarak değiştirmişti. Abdullah ismine baktığımızda ise Osmanlı’da 7 şehzadeye Abdullah dendiğini belirtelim. Fakat yine de Ebubekir isimli tek bir şehzadenin bile olmaması çok ilginç.
İkinci halife Hz.Ömer’in isminde ise 3 adet şehzade var. İlk Ömer ismi 12. padişah III.Murad'ın oğluna verilmiş.
Dördüncü halife Hz.Ali’nin ismi de sadece 4 şehzadeye verilmiş. Osman Gazi dolayısıyla verildiğini düşündüğümüz çok sayıda Osman’ı saymazsak Osmanlı, dört halifenin isimlerini kullanmaktan imtina etmiş. Bunun bilinçsiz bir tercih olduğuna inanmak zor. Bilinçli bir tercih olduğunu düşündüğümüzde de sebebini anlamak zor.
Düşünülecek en makul sebep tıpkı Muhammed ismi gibi bu isimlere de bir saygı duyulduğu. Zira hiç Muhammed ve Ebubekir yok, üç tane Ömer var, dört tane Ali var. Hasan ve Hüseyin isimleri üçer tane var. Daha da ilgincine gelelim, diğer sahabenin isimleri hiç yok. Hamza, Bilal, Talha gibi isimlerde şehzade yok. 234 tane ismi düşününce bunun bilinçsiz bir durum olması düşünülemez. Genel ehl-i sünnet mantığında sahabeye herhangi bir kötü sözün kullanılmasının iman hususuna kadar dayandırıldığı düşünülürse sanırım sebebi bulabiliriz. Osmanlı Devleti, padişah olma ihtimali olan birisine bu isimleri vermemiş. Zira bir padişahın çokça düşmanı olur. O dönemin mektuplarına baktığımızda envai çeşit küfür ve hakaretin bulunduğunu görüyoruz. Osmanlı, olası bir padişahlık senaryosunda bu isimlerin bu şekilde aşağılanmasının önüne geçmeye çalışmış gibi görünüyor.
Osmanlı’da isim ve mezhepçilik konusuna gelirsek, görüldüğü gibi Ali ismine özel bir sansür yok. Tıpkı Hasan ve Hüseyin’e olmadığı gibi. Bütün halife ve hatta sahabe isimlerine bir saygı var. Ali 4, Hasan ve Hüseyin 3 kez kullanılmış. Bu hususta yine akıllarda kalan Bayezid isminden de bahsedelim.
Osmanlı şehzadelerinin 7 tanesinin ismi Bayezid. Peki bu isim ne demek? Bir görüş bu ismin Ebu Yezid anlamına geldiği, yani Yezid’in babası. Yani Muaviye. Muaviye ismiyle alakalı da mezhepçilik hususu gündeme gelebilir tabii. İkinci görüş ise bu ismin Farsça'daki olumsuzluk ekiyle birlikte düşünülmesi. Bu şekilde isim “Yezid olmayan” anlamına geliyor.
Velhasıl Devlet-i Al-i Osmani gibi yüzyıllar sürmüş bir düzen hakkında karanlıkta kalan bir çok şey elbette var. Biz denizde kum dahi olmayacak bir hususa girmeye çalıştık, yine de işin içinden çıkamadık. Ancak bilidğimiz bir şey varsa o da her birinin dünyayı değiştirme ihtimali olduğu bilinen bu bebekler doğduğunda, onlara bu isimlerin rastgele verilmediğidir.